30 Haziran 2008 Pazartesi

25 Haziran 2008 Çarşamba

şimdi uzungölde olmak vardı


 

uzungol8.jpg

HASAN MAHİR Kartpostallara yansımış bir düş fotoğrafıydı yoluna düşmeden önce. Belgesellere yansıyan kısa bir hayaldi. Bazen gidip görenlerin anlatımı ile bir masal diyarı. Anlatılanı dinlemekle, görmek arasındaki farkı yaşamak için Uzungöl'ün yüreğine kısada olsa bir yolculuk yaptık. Suya düşmüş bir minare sülüetinin düşüne takıldık bir rüya yolunda.Of'un sisli sabahını dağıtırken güneş, çay bahçelerinin üzerine düşerken ışığın yansıması, erkenden çay kesmeye çıkmış kadınların gayreti ile uyandık Of'ta. Güzel bir kahvaltının arkasından yeşilin her tonuna boyanmış manzaranın seyrine dalarak Uzungöl'ün yoluna düştük. Yol mu bizi içine çekiyordu biz mi yolun içine dalıyorduk bunu anlamak manzaraya dalınca zorlaşıyor.Karadeniz'e paralel uzanan dağların, geçit vermez yükseklikleri arasına sığınmış suların ve vadilerin derinliğinde aralanmış yola sapıverdik Çaykara'dan. Yol boyunca yeşile boyanmış dağlar tepeler, çay bahçeleri ve suların şırıltısı ile kartpostallardan kaçmış birbirinden güzel estanteneler izledi bizi.Yer yer heyelandan uçmuş yolları geçtikten sonra Uzungöl'e vardık. Dağların arasına sıkışmış yeşillerin kuşattığı bir küçük mavicik göl karşıladı bizi. Anlatıldığına göre Haldizen deresinin önünü kapayan heyelan neticesinde su birikintisi büyüyerek göl oluşmasına sebep olmuş. Anlayacağınız doğanın felaketi bir güzelliğe dönüşmüş. Hayatta aslında böyle sürprizlerle karşılıyor bazen bizi. Bazen üzerimize gelen bir felaket neticesinde ümitsizliğe kapılıp sonucu beklemeden homurdanıyoruz. Az sabredince o felaketin bize yeni bir kapı araladığını, bizi yeni başlangıçlara çağırdığını anlayabiliyoruz. Uzungöl'ün güzelliğini görünce iyi ki heyelan olmuş diyesi geliyor insanın.uzungol5.jpg

Aracımızı park ettiğimizde gölün güzelliğinin yanına yağmur hafiften atıştırmaya başladı. Uzungöl ve Karadeniz bölgesi genelde bu şekilde yağış almakta. Sabahtan akşama kadar güneşli güne nerede ise bir yılda rastlamak mümkün görünmüyor.  Güneş denizdeki oynak balık gibi bulutların arasından bir çıkıp bir kayboluyor. Yağmurlu düşlerle yere bastığımızda naylondan yağmurluklu Uzungöl hayranlarını naylon insanlar olarak dolaştıklarına şahit oluyoruz. Özellikle fotoğraf makinesi, kamera gibi suya karşı duyarlı bir alete sahipseniz ki olmak durumundasınız (yoksa Uzungöl'de olmanın bir anlamı kalmıyor) mutlaka bir yağmurluk yâda şemsiyeye ihtiyacınız var demektir.

Çiseleyen yağmura karşı tedbirimizi alıp derenin göl ile kucaklaştığı noktadan başlıyoruz gezimize. Ahşaptan yapılmış asma köprünün üzerinden geçerek gölün dereye göre sol yanından yürüyüşümüz başlıyor. Yağmur durunca güneş bulutların arasından saklandığı yerden başını uzatıyor. Fotoğraf için güzel bir hava oluşuyor.

Gölden bahsetmeden önce belirtmeliyim ki, güneş doğmasına rağmen dağ yamaçlarında sisler hala kalkmamış yer yer yeşil ağaçların üzerinde seyri sefer ediyor.

Göl ve vadi dağlar tarafından kuşatılmış. Dağlarda yeşilin her tonuna rastlamak mümkün. Kaya yamaçlarındaki mor dağ gülleri ise yeşilin içerisinde kendi güzelliklerini daha rahat sergiliyor. Yeşillik, dağ gülerine güzel bir fon oluşturuyor.uzungol6.jpg

Göl küçük bir göl, sakin ve duru. Dağlardan kaçıp gelen yağmur ve kar suları burada dinleniyor. Arkasından tekrar yoluna devam ediyor.

Yaban ördeklerinin göldeki su ile dansı gölün güzelliğine başka bir güzellik katıyor. Güneş netleştikçe yağmurla yıkanmış dağ yeşilleri daha da parlıyor. Bu güzelim yeşil mavi gölün içerisine gölge gölge düşüyor.

Ve o muhteşem ana geliyoruz. İki minareli caminin sülüeti gölün içersinde dalgalanıyor. Uzak diyarlardaki Taç mahal aklımıza geliyor bir an.

Manzaraya daha hakim olmak için yayla giden stabilize yola çıkıyoruz. Yapay bir şelale yapılmış burada, dereden inen sularla.

Yükseldikçe göl bir başka güzelliğe bürünüyor. Dağların yüksekliği vadinin derinliği ve gölün güzelliği insanı büyülüyor.

Gölün hemen ilerisinde bulunan köy ve tarlada çalışan kadınlar dikkatimizi çekiyor. Tarlalar küçük küçük. Ahşap evlerin önünde oynayan kızlar ve yöre insanı fotoğraf makinelerini pek sevmiyor. Objektife dokunacağımız zaman yüzler çevriliyor başka yöne.

Bu yöre de tarla işlerine genelde kadınlar bakıyor. Erkekler daha çok mühim işlerle uğraşıyorlarmış. Akşama kadar kahvede oturan erkekler odun kesmek gibi zor işler dışında başka işe karışmazmış.

Göl kenarında bir tur attığımızda vaktin iyiden iyiye ilerlemiş olduğunu görüyoruz. Bol oksijen kahvaltıyı çoktan eritmiş. Öğle yemeğini yemek için tesislerden birisine gidiyoruz. Buranın en güzel yemeği alabalık. Ve birde fırında köfte var.

Yemekten sonra yeşilin ve su senin derinliğine dalarak çayımızı yudumlamak için oturduğumuzda yağmur bastırıyor.

Hafif ıslandık, birazda üşüdük. Yağmur hızlandı. Yağmurun yağışına bıraktık kendimizi, bir sıcak çayın sıcaklığında. Uzungöl'ün güzelliğine daldık uzun, uzun.uzungol10.jpg

 

www.truvadergisi.com

TRUVADERGİSİ


____________________________________________________________________________
Hemen Tıkla "Milli Takımımız" Grubuna Üye Ol, Türkiye ile Tek Yürek Ol!
 

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
 Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR..

Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---




--

DaLgacı
                                        ÜnaL ÇuLcu

18 Haziran 2008 Çarşamba

8 Haziran 2008 Pazar

6 Haziran 2008 Cuma